En‘âm 162: Hayatın ve Ölümün Yönelişi


Masamızda, kitaplıkta ve malesef duvarımızda duran Kur'an-ı Kerim'in hep daha fazla şey anlattığını, günümüzde bizimle konuşmaya, kalplerimize inmeye devam ettiğini düşünüyorum. Onu bir defada okumak sayfalarını bitirip kapağını kapatmak mümkündür. Fakat onu anlamak için sindire sindire bazen aklın takıldığı bir ayeti günlerce düşüne düşüne idrak etmek icap eder. Çünkü o kendi ifadesiyle bir öğüt, bir hidayet ve bir rahmettir. (Yusuf-57)

 

Kur’an’da şöyle buyrulur:

“De ki: Benim salâtım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En‘âm 162)

Bu ayet, insanın varlığının bütünüyle Allah’a ait olduğunu ilan eden bir tevhid cümlesidir.



1. Ṣalātî (صلاتي) – Yöneliş

“Salât” kelimesi sadece “namaz” değildir. Kökü ṣ-l-w, yani “yaklaşmak, yönelmek, dua etmek, rahmet talep etmek”tir.

  • Bu nedenle “salât”, sadece belli vakitlerde eda edilen namaz değil; Allah’a yönelmek, O’na bağlılık ve kulluğun özüdür.

  • Namaz bu yönelişin en görünür, en somut ifadesidir ama asıl manayı daraltmaz.



2. Nusuk – İbadetin Fiilî Yönü

“Salât” zihinsel ve kalbî yönelişi ifade ederken, nusuk bu yönelişin dış dünyadaki yansımasıdır.

  • Namaz, kurban, oruç, sadaka , hac  → hepsi “nusuk” kapsamındadır.

  • Yani kalpteki yöneliş (salât) → davranışa dönüşür (nusuk).



3. Maḥyâya (Hayatım) – Varlık Gayesi

Buradaki “hayatım” kelimesi sadece yaşadığımız ömür değil; yaratılışla başlayan bütün süreci kapsar.

  • Allah’ın bizi var etmesi, insan kılması, rızıklandırması, bize emanetler vermesi → hepsi “hayatım”ın bir parçasıdır.

  • “Hayatım Allah içindir” demek, ibadet saatlerimi değil; varlık gayemi Allah’a bağlamaktır.

Bu şu demektir: “İman ettim” dediğimde, aslında kabul ettiğim şey; yaratılış gayemin Allah’a kulluk olduğunu bilmek ve hayatımın tümünü bu bilinçle yaşamaktır.



4. Mevti (Ölümüm) – Emanetin İadesi

“Benim ölümüm Allah içindir” cümlesi, ölümü bir kayıp değil, şuurla yapılan bir teslim olarak gösterir.

Kur’an’da ölüm çoğu yerde son değil, yeni bir sürecin başlangıcıdır:

  • “Sizi öldüren, sonra dirilten O’dur.” (Bakara 28)

  • “Ölüm meleği canınızı alır, sonra Rabbinize döndürülürsünüz.” (Secde 11)

Ölüm, hayat zincirinin kopması değil; emanetin Allah’a iadesidir.

  • Allah’tan ödünç aldığımız ruhu, bedeni, hayatı sahibine geri teslim ederiz.

  • Bu yüzden ölüm, kulluğun son sahnesi ve teslimiyetin zirvesidir.



En‘âm 162 bize şunu öğretir:

  • İnsan sadece ibadet eden bir varlık değil, yönelişinden ölümüne kadar bütünüyle Allah’a adanmış bir varlıktır.

  • Salât → zihinsel yöneliş

  • Nusuk → fiilî ibadetler

  • Hayat → yaratılış gayesinin bilinci

  • Ölüm → emanetin iadesi

Namaz bu büyük hakikatin küçük bir temsili gibidir. Kıyam, rükû ve secde ile geçen birkaç dakika, aslında hayat–ibadet–ölüm döngüsünün özlü bir aynasıdır.

“Hayat, Rabbinden alınan bir emanet; ölüm ise o emaneti sahibine iade etmektir.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seboreik Dermatitle İmtihanım-1

Rahat-sızım